Ayşegül Özkonak

Sosyolog ve Aile Danışmanı

Month: Ocak 2017 (Page 1 of 2)

SEMİNERİMİZ…

SEMİNERİMİZ…
Evlilikte nasıl mutlu olunur? (Evlilikte Etkili İletişim )Konulu seminerim devam ederken derinden gelen “Aaahhh, ahhh” diye bir ses duydum.
Sesin geldiği yana döndüm.
Sesin sahibi; beni başlangıçtan beri sürekli takip eden, yürekten gelen bir sevgiyle ışıl ışıl bakan, 65 ‘li yaşlarda bir hanım.
Ben de ona aynı bakışlarla bakarak sordum:
– Ahh çekmenizin nedeni ne?
– Şu anlattıklarınızı, eşim yaşarken anlatsaydınız, üç yıl önce eşimi kaybettim.
-Başınız sağ olsun ,Allah mekanını cennet etsin dedim.
Öyle bilinçli bir bayan ki, devam etti.
-Siz ne güzel bilgiler veriyorsunuz.
Keşke bunları daha önce öğrenseydik ama öğrenmenin yaşı yok. Anlattıklarınızı çocuklarıma anlatacağım. Allah sizden razı olsun. Tuttuğunuzu altın etsin. İlminiz artsın.
-Sağ olun. Hepimizden razı olsun dedim.

Arka sıralardan bir bayan;
-Hocam, çocuklar çalışıyor, gelemediler. Burada öğrendiklerimi ben de anlatacağım. Bizimkilere söyleyeyim de sizden bir şeyler kapsınlar (öğrensinler demek istiyor).

Bir başkası, hayır dualar ediyor.

Bir başkası:
– Hocam, haftaya da gelecek misiniz ? diyor.

Bir diğeri:
-Hocam, benim çocuklarım var. Çocuklarla ilgili de eğitim verecek misiniz?
diyor.

Dinlerken; bazen hüzünleniyorlar, bazen gülümsüyorlar.
Kendilerine uyan bir anlatımda :
-Aynı ; aynı ben. Off of.
diye kendilerini göstererek bazen gülüyor, bazen yılların yorgunluğu ,yıpranmışlığı ile o anı hatırlayıp duygulanıyorlar.

Canlarım…Kadınlarımız…Bizim kadınlarımız. Sabırlı, çilekeş, vefakâr, cefakâr. Bir yerlerde sorun olduğunun farkındalar ama nasıl çözüleceğini bilmiyorlar. Her zorluğun bir çözümü olduğunu fark ettirebilmek, yol gösterebilmek, umutsuz olanlara umut verebilmek, mutlu edebilmek ne güzel.

Her zaman yanınızdayım. Yakınınızdayım. Sizleri Çook seviyorum.

Ayşegül Özkonak

ANDA KALMAK

ANDA KALMAK

Anda kalmak demek;
sevdiğine sarıldığında,
” Marketten alacaklar var.”
“Şu borçları nasıl ödesek?” ya da
“Öğleye ne pişirsem?” gibi düşüncelerle; bedenen onla, ruhen uzakta olmak değildir.
Ona sımsıkı sarılırken, onun beden sıcaklığını hissedebilmektir.
Kokusunu içine çekebilmektir.
Ona dokunduğunda, varlığını; tüm bedenini hissedebilmektir.

Anda kalmak demek; yemek yerken;
” Yetiştirmem gereken işleri bugün bitirebilsem”,
“Şu iş görüşmesini ne zaman yapsam? ”
“Çamaşırlar yıkanacak, akşama ne pişirsem?” gibi düşüncelerle, ne yediğinin farkına varmadan karın doyurmak değildir.
Yediğin her lokmanın tadına vararak, lezzetini hissederek, kokusuna vararak yiyebilmektir. Sevdiğinle birlikteyken ; içtiğin o bir yudum çayın ya da kahvenin keyfine varabilmektir.

Anda kalmak demek ;
Bir arkadaşınla karşılaştığında,
” Bir sürü işim var, nerden de karşılaştık? ” gibi düşüncelerle, yüzeysel davranış göstermek değildir.
Ondan alacağın, ona vereceğin bir şeylerin olduğunu bilmek demektir. Belki sıcacık sevgi dolu bir gülümseme seni gün boyu mutlu edecek.

Anda kalmak; yürürken, attığın her adımda yürüyebildiğin için şükredebilmektir.
Çevrene baktığında, görebildiğin her şeyde güzellik bulabilmektir.
“Bir kuşun kanat çırpışında bile öğrenmem gereken bir şeyler olmalı” diyebilmektir.
Anda kalmak; farkında olarak, hissederek yaşayabilmektir .
Kendi varlığına, varlığının her zerresine şükredebilmek…
“İyi ki varım, iyi ki varız” diyebilmektir.

Ayşegül Özkonak

AŞK ve SEVGİ BİTER Mİ?

AŞK ve SEVGİ BİTER Mİ?
Hayatındaki erkeği ya da kadını nasılsa kazanılmış birşey olarak görmek; onu kaybetme riskini de beraberinde getirir.
Onu tekrar kazanabilmenin yöntem ve tekniklerini öğrenmek ise; bitmiş sanılan aşkın ve sevginin yeniden filizlenmesini sağlar.
Aşk ve sevgi sanıldığı gibi tükenmez. Tükenmediği gibi teknikler sayesinde çoğaltılabilir de…
Tam tersi. Diyelim ki yanlış bir ilişki var. Ya da eski bir ilişki bitti ama ruhsal anlamda kopma olmadı.
Kopmayan bu bağ, kişiyi her şekilde etkiliyor. Yani, yeni bir hayata adım atmak istese de sanki bir şeyler onu geri çekiyor. Karşısına çıkan,ona uyan, normalde “Evet” diyebileceği bir şansı sırf bu yüzden reddediyor ama reddetme nedenini fark etmiyor. Geçmişteki ilişkiyle ruhsal vedalaşma olmadan, bu kısır döngü bu şekilde sürer gider. Gerektiğinde bu istenmeyen ilişki de sonlandırılabilir, sırtınızdaki gereksiz yüklerden kurtulabilir, yeni güzel bir hayata doğru yol alabilirsiniz ..Önemli olan hayatınızda, hangi alanda, neyi, nasıl, ne şekilde artırmak ya da sonlandırmak istediğinizdir. Her şey mümkün. Yeter ki, isteyin ama umudunuzu asla kaybetmeyin.
Sevgiyle kalın…

Ayşegül Özkonak

AİLEDE MAHREMİYET

AİLEDE MAHREMİYET
Eğer evlilikte mutluluk istiyorsanız, mutlaka aile içi mahremiyete özen göstermelisiniz.
Eşinizle olan sorunu; arkadaşınızla, anne-babanızla, ablanızla, kardeşinizle paylaşmayın. Aksi halde onlara; duruma müdahale etme hakkı vermiş olursunuz. Müdahil olmakla kalmaz; düzelecek bir evliliğin bozulmasına neden olabilirler. Çünkü yansız davranamaz, duygularıyla hareket ederler.
Boşanmaların %25’i, ailelerin sorunlu evlilik kurumuna her şekilde tepkisel yaklaşımlarından kaynaklanır.
Evliliğinizdeki sorunu paylaştığınızda, eşinizin kişiliğini, davranışlarını eleştirerek; onun ailesi hakkındaki olumsuzlukları, kendi önyargılarını, nefretlerini, şimdiye kadar söyleyemediklerini, kendi yorumlarıyla beraber harmanlayarak sık sık size aktarırlar. Ailedeki (yakın çevredeki )başka erkeklerle ya da gelinlerle eşinizi ve evliliğinizi kıyaslarlar.
-Bak senin arkadaşının kocasına…
O da koca. Karısına nasıl güzel davranıyor. Bir de seninkine bak!
Ben olsam böyle kocayı boşarım hem de bir celsede!
Bu tarz sözler, ister istemez eşinizden soğumanıza neden olur.
Soğumaktan başka, eşinizle ilgili sorunda azalma olsa bile, bu paylaştığınız kişiler anlattıklarınızı asla unutmaz ve zaman zaman gündeme getirir. Her nasılsa damat ya da gelin onların gözünde hep kötüdür. Her şekilde üzülen, yine siz olursunuz.
En doğru davranış, sorunu eşinizle konuşarak çözmektir. Onunla çözemediğiniz durumda ise, güvendiğiniz bir danışmandan yardım almaktır.
Not: Sorunlarımızı hiç mi paylaşmayacağız?
Evlilik kurumunu önemseyen, mantıklı, objektif yaklaşan, ileri görüşlü anne babaya ve arkadaşa sahipseniz, elbette ki paylaşım yapabilirsiniz. Onlar, aile bütünlüğünüz için uygun çözümün neler olduğunu, gerekirse yardım almanız gerektiğini söyleyerek, bu konuda ellerinden geleni yapacaklardır. Her şekilde tabi ki son karar sizin olmalı.
Ailenizde mutluluk sizinle olsun. Sevgiyle kalın.

Ayşegül Özkonak

Aile Danışmanı

GİZLİ ÖFKE

GİZLİ ÖFKE
Dün öğlen çarşıda dolaşırken biraz acıktım. Hemen yakında, yemeğimi yiyebileceğim bir restoran buldum.
Tam karşımdaki masada bir anne ile 7 yaşlarında bir kız çocuğu oturuyor.
Anne yemeğinden birkaç lokma yiyip bırakan kızına, öfkeli ve gergin bir ses tonuyla:
-O tabak bitecek! diyor.
Kızı mızırdanıyor:
– Canım istemiyor anneeee.
– Yiyeceksin dedim. Aç ağzını,(çataldaki lokmayı çocuğun ağzına tıkıştırıyor).
Küçük kız başını sağa sola çeviriyor.
Anne dişlerini sıkarak :
-Kız seni gebertirim. Ye dedim sana.
Milletin çocuğu ne güzel yiyor. Hepsi gürbüz gürbüz.
Ya sen !? Pis…Bileklere bak…Çöp!
Küçük kız, lokmayı yutmuyor. Ağzının içinde çeviriyor.
-Yut şu lokmanı. Geviş getirip durma. Yut dedim sana!

Küçük kız yutmakla yutmamak arasında tereddütte…
Boğazı düğümleniyor, gözleri doluyor.
Yaşlarla dolan o minik bakışlarla göz göze geliyoruz.
Kim bilir ne fırtınalar esiyor o minik yüreğinde?
Neler söylemek istiyor?

Sevgili anneler; böyle bir çocuk (niyet iyi olsa da )kendisine bu şekilde davranan anneye gizli bir öfke duyar, annenin isteklerine, taleplerine bir şekilde tepki verirler. Sessiz, çekingen kalarak ya da tepkisel. İkisinde de öfke vardır. Ayrıca yemek yemeyi bilinçaltlarında reddederler .
Değersizlik duygusu, aşağılanma duygusu yaşarlar. Çekingen olurlar.
Sosyalleşemezler. Anoreksiya nevrozanın temelinde de dışa vurulmamış, kendi bedenine yansıtılmış öfke vardır. Sevgiyle kalın.

Ayşegül Özkonak

Aile Danışmanı

BİZ DEĞİŞİRSEK DÜNYA DEĞİŞİR Mİ?

BİZ DEĞİŞİRSEK DÜNYA DEĞİŞİR Mİ?
Seminerlerimin birinde bir bayan demişti ki;
– İyi, güzel, hoş anlatıyorsunuz da, eşlerimiz aynı;
“Ben odunum “diyor, başka bir şey demiyor. Onlar değişmeden mutlu evliliği nasıl sağlayacağız hocam?
Ona şunu söyledim.
– Şimdi beni takip edin. Evlilikte nasıl mutlu olunur ? konusunda basmakalıp konuşmuyorum. Uygulamalarla birlikte çözüm yollarını sunuyorum. Ben kendi hayatımda, danışanlarımın hayatında olumlu değişiklikler sağlayabilmişsem, siz neden sağlamayasınız ki?
Bundan otuz sene önce okuduğum bir kitapta şöyle bir yazı vardı:
“Siz değişirseniz, dünya değişir”
Ben de tıpkı sizin gibi; kendi kendime şunu demiştim:
” Nasıl yani? Karşımdaki kişi değişmiyor; hep aynı…Değişimi de kabul etmiyor…Ben değişince dünya nasıl değişsin ki?”
Siz değişince dünya değişiyor; inanın değişiyor…
Kitaplar bakış açınıza bir nebze olsa bir katkıda bulunuyor ama, bu tarz eğitimler, gerektiğinde alacağınız danışmanlıklar, terapiler hayatınızı olumlu yönde değiştiriyor. Düşünceniz değişince ,bakış açınız değişiyor, bakış açınız değişince, çevrenizdekilerin size olan yaklaşımları da değişiyor. Bunu bizzat yaşamış, bunu deneyimlemiş başkalarının da yararlanmasını isteyen bir aile danışmanı olarak konuşuyorum.
Burada aktaracaklarımı uygulamak, değişimi istemek de, tabi ki size bağlı.

(Umarım bu değerli katılımcım, uygulamalarını yapıyordur. Mutluluğu yakalamıştır).
Biz değişirsek dünya değişir …

Sevgiyle kalın 🙂
Ayşegül Özkonak

ERKEK ve KADINLARDAKİ CİNSEL SORUNLARIN NEDENLERİ

ERKEK ve KADINLARDAKİ CİNSEL SORUNLARIN NEDENLERİ
Evlilikte mutlu olabilmek için cinsellik çok önemlidir. Yapılan istatistiklere göre boşanmaların nedenlerinin %20 si cinsel uyumsuzluktan kaynaklanmakta; “şiddetli geçimsizlik” olarak da kayıtlara geçmektedir. Çiftler cinsel sorunlarını dile getirmekten ve yardım istemekten genellikle çekinirler ve ne yazık ki çözümsüz kalan sorun, boşanmayla sonuçlanmaktadır…Çiftler ilk başlarda, sorunun üstesinden kendi başlarına gelebileceklerini düşünürler. Oysa kendisini aşan bu durum tek başına çözülemez. Mutlaka bir yardım alınmalıdır .
İnsan denen varlık, sadece bedenden oluşmamıştır.
Ruh, beden, zihin ile bir bütündür. Birindeki herhangi bir sorun, tüm yaşama yansımaktadır.
Ruhsal, bedensel, zihinsel sorunlar cinsel isteksizliğe neden olmakta; bu da, evliliği olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca çiftler, bu sorunun nedenlerini bilememekte ve çözümünü de fark edememektedirler.
Kadınlardaki cinsel sorunların nedenlerinden bazıları şunlardır:
1. Eşinin herhangi bir davranışını affetmeme.
2. Geçmişde yaşadığı, vedalaşamadığı,(kendisinin de çoktan unuttuğunu sandığı) bir ilişkiden, bilinçaltında kopamamış olma.
3. Taciz yaşamış olma.
4. Bilinçaltında cinselliğin ; pis, iğrenç, kötü olarak kayda geçmesi.
5. Bedensel rahatsızlıklar.(Ruhsal kökenliler)
6. Eşini sevmeme.(aldatma/aldatılma)
7. Babaya bağımlı olma.
8. Kadınlığını bilinçaltında reddetme. Eril enerjisinin yüksek olması.
9, Anneye öfke.
10. Babaya ve erkeklere öfke.

Erkeklerde cinsel sorunların bazı nedenleri :
1. Babadan korkma. Babaya duyulan öfke.
2. Zevk almayı reddetme.
3. Cinsel ilişkinin kötü bir şey olduğu inancı.
4. Korkular.
5.Yanlış inanç kalıpları.
6.Taciz.(Çocukken yaşanan )
7. Duyarsız, sevgisiz,
İlgisiz, anlayışsız bir eşe sahip olduğunu düşünme.
8. Bir erkek olarak yetersizlik duygusu.(kendini yetersiz hissetme)
9. Mikrop kapma korkusu.
10. Anneyi ve hayatına giren kadınları affetmeme.
11. Hayatındaki kadına öfke duyma./Sevmeme
12. Anneye bağımlılık.
13. Özgüven sorunu.
14. Bedensel rahatsızlıklar.(hormonal ve yapısal)
15. Dişil enerjinin yüksek oluşu.
16. Yaşlandığı inancı.
Bu durumların bilinçaltı nedenleri düzeltildiğinde; cinsellik sorunu da ortadan kalkmaktadır…
Her sorunun bir çözümü var; sevgiyle kalın.

Ayşegül Özkonak

SORUNLARDAN NASIL KURTULURUZ?

SORUNLARDAN NASIL KURTULURUZ?
Eğer bir sorunun varsa, seçeceğin iki yolun var demektir.
BİRİNCİ YOL: Ya sorununu kendi içinde yaşar ; içine atar, hastalanırsın. Ya da dostlarınla paylaşırsın. Korkularını, kaygılarını, öfkeni, endişelerini, parasızlığını, borçlarını, ya da işsizliğini, belki hâlâ evlenememeni, ya da evliysen eşinle, kayınvalidenle ilgili sıkıntıları, anlaşmazlıkları, hastalıkları, çocukların durumunu, anne babanla, kardeşinle olan sorunlarını anlatırsın.
Anlattıklarını dinleyen dostların da seni onaylar. Hatta seninkiyle benzeşen sorunlardan bahsederler. Biraz da dedikodu edersin. Boşaldığını,azıcık rahatladığını sanırsın ama sorunlarını paylaştığın insanların; sana aktardıkları negatiflikleri de alır, sorunun katlanmış bir vaziyette evine dönersin. Her şey yine aynıdır. Değişen hiçbir şey olmamıştır. İçini döktüğün o insanları her gördüğünde bu kısır döngü devam eder durur.
Çözümsüz…
Belki sorunlar daha da büyümüş…
Çıkmazda kaldığını hissedersin… İKİNCİ YOL: Seni gerçek anlamda dinleyebileceğine inandığın, güvendiğin bir uzmandan destek alabilirsin.
Böylece sorununa çözüm sağlayabileceğini ve
hayatına yeni bir bakış açısı kazanabileceğini hissedebilir, kendindeki olumlu değişim ve dönüşümün de farkına varabilirsin. İçinde yaşadığın, yaşattığın, büyüttüğün o sorunundan kurtulabileceğine inanabilirsin.
Özgüvenini, hayata güvenini kazanabilirsin.
Hedeflediğin işe ve kariyere sahip olabilirsin.
İstediğin özellikteki aşkı bulabilir, evliliğinde arzuladığın mutluluğa kavuşabilirsin.
Öfkenden, korkularından, kaygılarından, endişelerinden kurtulabilir;
Biyolojik kökenli olmayan hastalıklarına,
çare bulabilirsin.
Yani; sağlığı, huzuru, mutluluğu, başarıyı ve
güveni kazanabilirsin.
Mutluluk hep sizinle kalsın. Hayat size hep güzel kapılar açsın. Sevgiyle kalın…:)
Ayşegül Özkonak

ÖFKELENMEK SİZE NE KAZANDIRIYOR?

Bugün öfkelenmek konusunu konuşalım.
ÖFKELENMEK SİZE NE KAZANDIRIYOR?
Öfkelendiğiniz kişiyi düşünün.
Onun söz ve davranışlardan etkilenip öfkeleniyorsunuz. Aynı sözü; sevdiğiniz ve öncesinde hiç sorun yaşamamış olduğunuz bir kişi söylese ona da öfkelenir misiniz?
Öfke duygunuzun altında başka nedenler de vardır.
Kendinize şunları sorun:
1. Öfke bana ne kazandırıyor?
2. Öfke bana ne kaybettiriyor?
3. Bu kişiyle alakalı geçmişten gelen hangi negatif duygularım var?
4. Bana ne hissettiriyor?
5.Bu durum ya da kişi, benim bilinçaltımda kalan hangi duygumu tetikliyor?
6. Bunu nasıl çözümleyebilirim?
Bilinçaltınızdaki eski olayı çözdüğünüzde, affedip özgürleştirdiğinizde yenisine yer yok.
Sevgiyle kalın.
Ayşegül Özkonak

EVLİLİKTE ETKİLİ İLETİŞİMDE BİLİNMESİ GEREKENLER

Pek çok insan evliliğinde sorun yaşıyor ve bunu nasıl çözeceğini de bilmiyor. Ya eşi danışmanlık istemiyor ya “Aman başkaları bizi mutsuz sanmasın, el alem ne der?” Ya da ” böyle gelmiş böyle gider” diye sineye çekiyor.
Bir danışmana gitme şansı da olmadığı durumda; evlilikte etkili iletişim eğitim seminerleri evlilikteki sorunların düzelmesinde büyük fayda sağlıyor.

EVLİLİKTE ETKİLİ İLETİŞİMDE BİLİNMESİ GEREKENLER
Evlilikte Etkili İletişim Seminer Konu İçeriği

  1. Kendimizi tanıma:

Evlilikte olsun, iş ve özel yaşamda olsun; başkalarının değişmesini beklersek ,bin yıl da geçse değişmezler. Değişim içimizde başlar. Biz değişirsek, dünya da değişir. Değişmek için de önce kendimizi tanımalıyız, kendini tanıyan dünyayı tanır.
Kendimizi tanıyınca, eşimizi de, başkalarını da tanır ve onlara nasıl davranmamız gerektiğini de fark ederiz.

2. Evlenirken Nelere Dikkat Etmeliyiz? :

Hayatımıza yeni bir sayfa açarken, nelere dikkat etmesi gerektiğini bilmek, doğru seçimler yapmamızı sağlar.

3. Mutluluğa Engel Olan Davranışlar:

Eşlerden birinin, yanlış davranış ve sözü diğerinin tepkisine neden olur .Evliliğimizde yaptığımız hatalı davranış ve kullandığımız yanlış sözleri fark edersek, doğrusunu kullanmaya çabalarız. Farkındalık, değişimde ilk adımı sağlar.

4. Kadın Erkek Arasındaki Farklar:

Kadın erkek arasındaki farkları bilmek, bizim gereksiz yere üzülmemizi önler. Eşimizle doğru iletişim için, nelere dikkat etmemiz gerektiğini fark ettirir.

5. Kadınların Erkeklerden; Erkeklerin Kadınlardan Bekledikleri :

Eşimizin beklentilerinin farkına varmak, kendi beklentilerimizi ifade etme şeklini bilmek, mutluluğa yeni bir kapı açar.

6. Evlilikte Öfke İle Yönetimi:

Eşimiz öfkelendiğinde nasıl tepki vereceğimiz gerektiğini ve öfke kontrolünü sağlama yöntemini bildiğimizde, öfkenin yıkıcı etkisinden korunur, sorunlar yaşamayız.

7. Gelin-Kayınvalide Sorunları ve
Eşlerin Birbirlerinin Aileleriyle Olan İletişimi:

Kayınvalide – gelin ilişkisi ve ailelerle iletişim sorunu mutsuzlukta çok etkilidir.
Bu ilişkiyi iyi hale getirme yollarını bilebilirsek, mutluluğumuzu da artırabiliriz.

8. Eşimizi Dinlemenin Yolları:

Birbirimizi dinlediğimizi sanıyoruz ama dinlemiyoruz. Dinleyebilmeyi ve kendimizi dinletme yöntemini bilebilirsek, mutluluk yolunda ilerleyebiliriz.

9. Mutlu Olmak İçin Dikkat Etmemiz Gereken Söz ve Davranışlar:

Değiştirmemiz gereken söz ve davranışların neler olduğunu fark eder ve değiştirirsek, tüm bu sorunların esas çözümlerini bilebilir, teknikleri ,örnekleri uygulayabilirsek , mutluluğumuz da artar.

Hayatımızda ve evliliğimizde mutluluk istiyorsak; kendimizi değiştirmeli ve değişim için de bir adım atmalıyız.

Ayşegül Özkonak

Page 1 of 2

Ayşegül Özkonak