İLETİŞİMİNİZ NASIL?

İnsanlarla iletişiminiz nasıl?
a. Sık sık sorun yaşıyorum.
b. Zaman zaman yaşıyorum.
c. Hiç yaşamıyorum.

Test yapmamın amacını, yazının tamamını okuduğunuzda bulacaksınız.

Güzel memleketimin güzel insanlarının konuşmalarına çok tanık olmuşluğum var. Belli bir süre görüşmediği bir arkadaşıyla ya da bir komşusuyla karşılaştığında;
“Na’pıyon?”
Karşısındaki cevap verir.
“İyiyiz valla sen Na’pıyon?”

Sorduğu soru “ne yapıyorsun?” dur…
“nasılsın?” demiyor yani.
Aslında soru da, cevap da gerçekçi değildir. Sormak için sorulmuş, ya da cevap vermiş olmak için cevap verilmiştir.

Eğer iletişim sorunu varsa genellikle yapılan bir hata; bireylerin gerçek duygularını değil, genellikle düşüncelerini söylemelerinden;
anlamsız sorularından, kaçamak ya da anlamsız cevaplar vermelerinden kaynaklanır.

Birisine;
” Şu an ne hissediyorsun?”
Dediğimizde, cevap olarak örneğin;
” Çıldırmak üzereyim. Sanki her şey elimden kayıp gidiyor gibi. Hiçbir şey benim isteğim şekilde gitmiyor.” Diye cevap verir. Yani düşüncesini söyler.
Duygusunu değil.

Oysa duygusu büyük ihtimalle şöyledir.
” Kontrol elimden çıktığı için kaygılanıyorum. / Endişe duyuyorum. / İsteklerime kavuşamamaktan dolayı korku duyuyorum. ”

Bir başka örnek;
Bir erkek ya da kadın, eşine ya da çocuklarına çok para harcadığı için kızıyorsa;
“Amma da müsrifsin. Sen ailemizi batıracak mısın? Kastın bu mu?”
dediğini varsayalım. Karşıdakiler de suçlandıkları için kendini savunmaya geçecektir. Tartışmalar, kavgaya dönüşebilir. Onun yerine, kendi duygularına odaklanıp, esas duygusunu da ifade etse; ” canlarım, bu ayki harcamalarımız çok artmış. Aylık yetişmeyecek gibi; borçları ödeyememekten korkuyorum” dese; hem karşıdakileri suçlamamış, hem duygusunu ifade etmiş olacak. Hem aile birliktelikleri artacak, hem de kavga oluşmadan, kırılıp incinmeden, küsmeden bireysel harcamalarına daha dikkat edecekler.

Örnekleri artırabiliriz. Peki bu tutumları nereden öğrendik? Düşünsenize… Duygularımızı ifade etmemiz çocukken kim bilir kaç kez engellendi. Yasaklandı, ayıp karşılandı.
” Sen ablasın/ abisin sus.”
” Çok güldük ağlayacağız”
” Erkekler ağlamaz”
” Üzülecek ne var?”
” Koca adamsın/ koca kızsın”
” Üzüldüğünü kimseye belli etme. Dost var düşman var. ” Kan kus, kızılcık şerbeti içtim de”…Gibi, gibi.
Bize bunları öğretenler de, daha önceki atalarından öğrendiler. Belki ortak bilinçten, belki korku kültüründen, belki de kısa süreliğine soruna çözüm sağlamak istedikleri için böyle söylediler ya da davrandılar.
Biz de duygularımızı saklamayı öğrendik. O yüzdendir ki kurduğumuz cümleleri ya yanlış ya eksik kuruyoruz ya kendimizi karşımızdakine anlatamıyoruz veya anlayamıyoruz. Çatışmalar ve iletişimsizlik de işte tam buradan kaynaklanıyor.

Karşımızdaki kişiyle iletişimi güçlendirmek için doğru soru sorabilmeli ve doğru cevap verebilmeliyiz.
Doğru iletişimi sağlamak için, partnerimizin, evli isek eşimizin, varsa çocuğumuzun duygularını öğrenmemiz, duygularını ifade etmesine izin vermemiz; çatışma varsa, onun öncesinde de kendi duygularımızı hissetmemiz gerekir. Duygular bir enerjidir. Bedenimizde hareket halindedir. O duyguya odaklanıp, hissetmeye çalışabiliriz.
Öfkeliysek; ” şu an öfkeliyim. Sakin kafayla düşünmek istiyorum. Bunu ikimiz de sakinken daha sonra konuşalım.”
Diyebilmeliyiz.
Not : A ve B şıkkını cevapladıysanız, duygunuzu daha fazla ifade etmeyi deneyin.
C şıkkını cevapladıysanız, ya her şeye ‘evet’ diyorsunuz, ‘hayır’ diyemiyorsunuz, duygularınızdan, kendinizden kaçıyorsunuz; ya da iletişiminiz muhteşem.
Sizce hangisi?…

Duygularınızı doğru aktarabilmeniz dileğiyle. Sevgiyle kalın.
Ayşegül Özkonak
Kişisel Gelişim Eğitmeni ve Sosyal İletişim Danışmanı
05052509633
www.aysegulozkonak.com
aysegulozkonak@gmail.com
www.aysegulozkonak,com
http://www.facebook.com/aysegul.ozkonak