Ayşegül Özkonak

Sosyolog ve Aile Danışmanı

Month: Eylül 2017

BEDENİMİZLE KONUŞMA

BEDENİMİZLE KONUŞMA
Bir araba düşünün. Yeni aldınız. Çok güzel. Kullanıyorsunuz, virajları hızla dönüyor, yokuşları o hızla çıkıyorsunuz. Çamurlu , karlı, buzlu yollarda, çukurlarda dikkatsizce sürüyorsunuz. Gereğinden fazla motora yükleniyorsunuz. Temizliğini ve bakımını yaptırmıyorsunuz? Küçük küçük bir yerlerden ses veriyor, bir şey olmaz diyorsunuz…Zaman geçiyor sesler artıyor. Sizce bir süre sonra bu arabaya ne olur?…
İşte bedenimiz, ruhumuz, zihnimiz de böyle.
Bedenimizi hor kullanıyoruz. Bir yerden arızalanıyor, geçer diyoruz. Bir süre sonra, bu arıza bir yerde değil, birkaç yerde ortaya çıkıyor. Yılların birikimi…Sonra gelsin ilaçlar. İlaçlar da o arızalı yeri düzeltirken, diğer taraftan yan etkilerle bir şekilde zarar da veriyor.
Peki ne yapmalıyız?
Bedenimize saygı göstermeliyiz.
Onun mutlu olacağı şeyleri yapmalıyız.
Fazla ayakta kalmamalı, egzersiz yapmalı, yürüyüş yapmalı, duş almalıyız. Uygun sağlıklı besinlerle beslenmeli abur cuburdan kaçınmalıyız. Kendimize zaman ayırmalıyız. Sabah kalktığımızda ilk günaydını, ilk” seni seviyorum” u kendimize söylemeliyiz.

Bugün size bir egzersiz vermek istiyorum.
Egzersizden önce sakin bir yere oturun. 5 derin nefes alıp verin. Gevşeyin.
Bedenimizi hor kullandığımız için ondan özür dileme egzersizi:

Sevgili bedenim. Seni olduğun gibi kabul ediyor ve seviyorum.
Hayatıma anlam katıyorsun. Tüm işlerimi mükemmel sağlığında yapabildiğim için şükürler olsun.
Sevgili bedenim. Seni şimdiye kadar hor kullandığım için , seni ikinci plana attığım için lütfen beni affet. ( ilave etmek istediğiniz sözleri ilave edebilirsiniz) Bu günden sonra, sana özen göstermeye niyet ediyorum. Seni seviyorum. Teşekkür ederim.

Zihin ve ruh için, meditasyon yapmalı, bize huzur veren insanlarla birlikte olmaya çalışmalıyız. İbadetimizi yapmalıyız. Şükretmeliyiz Yaradanımıza…
Kitap okumalı , gereksiz düşüncelerden uzaklaşmalıyız. Başkalarını dedikodusundan eleştiri, yargılama, suçlama, kınamadan uzak durmalıyız.
Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz. Hobi kurslarına gitmeli, belki bir enstrüman çalmalı, belki bir koroya katılmalıyız.
Kendimizi yenilemeli, geliştirmeliyiz.
Her gün yeni şeyler öğrenmeli, sevdiklerimize zaman ayırmalıyız.
Hayat amacımızı belirlemeliyiz.
Nefes egzersizi yapmalıyız.
Affetmeliyiz.
Sevgiyi alıp, verebilmeliyiz.
Bizi üzenlerle ruhsal anlamda kontratlarımızı tamamen bitirmeliyiz.

Bugün tanıdık tanımadık , sevdiğimiz ve hasta olan herkese şifa duası gönderelim.
Huzur, güven, sağlık, mutluluk sizinle olsun.
Hadi şimdi gülümseyin. Gününüz güzel geçsin.

Sevgiyle kalın.

Ayşegül Özkonak

ERTELEMEYE SON

ERTELEMEYE SON
Hayat seçimlerden ibarettir.
Hayatı ya ertelersin. Ya da dolu dolu yaşarsın.
Ataleti, tembelliği, ertelemeyi yenmek istiyor musun?
Bugün çoktandır ertelediğin işlerin bir listesini yap. Hemen. Şimdi. Sonra dersen yine unutursun.
Listenin başına en acil olanı yaz.
Bir günde , bir haftada saati saatine yapılması gerekenlerin planını yap.

Örnek:
Salı saat: 6:00 Egzersizimi yapacağım.
.
.
.
Saat: 10:00 doktorumu arayacağım.
Saat: 11:00 kitap okuyacağım.
.
.
.
Saat: 18:00 yürüyüşünü yapacağım. Gibi.

Ne istiyorsan, neye ihtiyaç duyuyorsan, ne acilse onun planını bir kağıda yaz.

Dr.’a gitmen ya da bir terapi alman gerekiyorsa, hemen randevunu al.
Egzersiz ve yürüyüşe başlaman gerekiyorsa, spor kıyafetini giy çık.
Enstrüman çalman gerekiyorsa, çal.
Kitap okuman gerekiyorsa, bugün oku.
Evi temizlemen gerekiyorsa, kahvaltıdan hemen sonra başla.
Sevdiğin birini araman gerekiyorsa birazdan ara.
İbadetini yapman gerekiyorsa, yap.
Çalışman gerekiyorsa, iş ara.
Evini tamir etmen, boyaman gerekiyorsa, hemen bugün başla.
Yeteneğini ortaya çıkarmak istiyorsan, bir kursa yazıl.
En önce de, seni bağlayan elindeki cep telefonunu bir kenara bırak.
Hayat sanal değil. Gerçek.
Haydi, hemen, şimdi başla. 🙂
Günün aydın ve sevgiyle dolsun. 🙂

Not: Eğer hala erteleme devam ediyorsa, orda bir kazancınız vardır. O kazancı ve kök inancı bulup çıkarılması, yerine doğru inanç yerleştirilmesi gerekir Örn: Geç yap temiz olsun.
Yavaş ve dikkatli yaparsam, işim düzgün olur.
Acele işe şeytan karışır.
Daha mükemmel olmalıyım.
Birinin yardımını almalıyım.
Tek başına yapamam.
Yeterli değilim.
Bu işi başaramam.
Çabuk yorulurum.
Hasta olurum. Her iş bana bakıyor.
Karar veremiyorum.
Biri beni itelemeli.
Gibi inançlar sizi geri çeker. Bu inançlar var mı onu kas testiyle tespit edebilirsiniz.

Ayşegül Özkonak

Erkekliğini göster!

Erkekliğini göster!

” Erkekliğini göster!” Diyen bir kayınvalide, oğlu erkekliğini gösterdiğinde;
Oğlu üzülür , mutsuz olur.
Gelini üzülür, mutsuz olur.
Torunları üzülür, mutsuz olur.
Onların mutsuzluğundan mutlu olamaz. Bir şekilde kendisi de mutsuz olur.

” Erkekliğini gösteremedin! ” diyen bir kadın, eşi ailesine karşı erkekliğini gösterdiğinde;
Eşi üzülür, mutsuz olur.
Çocukları üzülür, mutsuz olur.
Kayınvalidesi üzülür, mutsuz olur.
Tüm bunlardan etkilenir, bir şekilde kendisi de üzülür, mutsuz olur.

Olay erkekliğini göstermek değildir. İki tarafı da dengeye getirmektir.
Herkesin yerinin ayrı olduğunu bilmek ve bildirmektir.
Eşiyle yan yana, omuz omuza, el ele aynı yöne bakabilmektir.
Anneye saygı, sevgi, hürmet edebilmektir.
Hiç kimsenin kişisel sınırları aşmasına izin vermeden…
Kimseyi kırmadan, incitmeden, gönüle girebilmektir. Anneyi de eşi de dengeli sevebilmek, değer verebilmektir.

Not: Hiç bir erkek, erkekliği hakkında söz edilmesine tahammül edemez.

Aile Danışmanı

Ayşegül Özkonak

İLETİŞİM SORUNLARINDAN ÖRNEKLER

İLETİŞİM SORUNLARINDAN ÖRNEKLER
” Hocam kayınvalideme yakın oturuyoruz. Pat diye gelir. Hiç sormaz, danışmaz. Oğluna “akşam size geliyoruz” der. Hazır mısın, uygun musun? demez. Ben çalışıyorum. Çalışmasam bile, benim de kendime göre işim var. Sırf bu yüzden eşimle kavga ediyoruz. Ne yapabilirim?”

Kayınvalideye öneriler:
“Gelininize çat kapı gitmeyin. ” “Oğlumun evine de izinle girecek değilim ya?” diyenlerdenseniz, yanılıyorsunuz. Onun ayrı bir evi var. Hatta evlerine gitmek istediğinizde; ziyaretlerine gitme isteğinizi oğlunuzla değil, gelininizle konuşun. Bakalım müsait mi? Evde programları kadınlar yapar. Sizin geleceğiniz zaman bir programı olabilir. Siz de onlar da rahat etsin istiyorsanız, siz onların programına uymalısınız.
Aranızdaki kişisel sınırı bilirseniz, sorun olmaz. Kişisel sınırın olmadığı ya da bozulduğu zamanlar, ilişkiler arasında sorunlar baş gösterir…

Gelinler için öneriler:
Bir gelin örneği ” Hocam kayınvalidemle aram çok iyi. Ben çalışıyorum, O bizde kalıyor ve kızıma bakıyor. Eve geldiğimde evi toplamış, yemekleri yapmış oluyor . Ama öyle bir hal aldı ki, evimin tüm düzenini kendi kafasına göre değiştiriyor. Sanki o ev onun. Arkadaşlarını akrabalarını eve çağırıyor. Ben kendi evimde kendimi misafir gibi hissediyorum.”

Bu gelinin kendini misafir gibi görmesi normal. Çünkü kişisel sınırları belirlememiş.
‘Misafir gelebilir mi? Gelebilir. Çünkü diğer türlü, kayınvalidesi çocuk ve evle uğraşırken, kendinin kullanıldığı hissine kapılabilir. Ama evinde olduğu gibi eşi dostu gelirse, rahat hisseder.
En güzeli herkesin kendi evinde olup, torununa da kendi evinde bakması. Mümkün değilse gelininin evine gidiyorsa, orda da kişisel sınırların bilinmesi gerekir. Eşyaların yeri, gelin ve oğlu isterse değişir. Kayınvalide isterse değil.

Diğer bir konu eşya seçimi;
Bir danışan örneği
” Hocam evlendik, tüm eşyaların ve düğün parası bizden çıktı. 15 bin lira düğün için kayınım borç verdi. 10 bin de eşim kredi çekti. Asgari ücretle çalışıyoruz. Bir de bebeğimiz oldu. Elimizde hiçbir şey kalmıyor. Çocuk hastalanıyor, dr’a götürecek para bulamıyoruz. Ay sonunu zor getiriyoruz”

Yeni evlenecek olanlara :
1. Çok fazla takı alınmasa, bu kadar masraflı bir düğün yapmasanız, en kötü ne olur?
2. Ev eşyasını parça parça alsanız en kötü ne olur?
3. Bebeğinizin ailenize katılmasını, borçlarınız bittikten 2 sene sonraya ayarlasanız en kötü ne olur?
4. Gelirinizle, giderinizi belirleyip, eşyalarınızı ve düğün masraflarını abartıya kaçmadan, ( ki abartıya kaçmazsanız borçlanmazsınız da) kimseye borçlanmadan yapabilseniz en kötü ne olur?
Ayşegül Özkonak
http://www.facebook.com/aysegul.ozkonak
https://instagram.com/aysegulkisiselgelisim/
aysegulozkonak@gmail.com

Kişinin cep telefonu bağımlısı olduğu nasıl anlaşılır?

Kişinin cep telefonu bağımlısı olduğu nasıl anlaşılır?
– Cep telefonuna bakmadığında kendini boşlukta hissediyorsa,
– Yemeği yerken, yaparken ya da tuvaletteyken bile telefonla uğraşıyorsa,
– Zaman kavramını kaybediyorsa,
– Başka bir işle meşgulken bile aklı hep telefondaysa,
– Sosyal iletişimi azaldıysa, az konuşuyorsa,
– Birey sürekli oyunlardan bahsediyorsa,
– Cep telefonuyla uğraşırken öğrenciyse derslerini; yetişkinse görev ve sorumluluklarını unutuyorsa,
– Uyku problemi yaşıyor ya da çok geç saatlerde yatıyorsa,
– Öğrenciyse ödevlerini, yetişkinse yapacağı işleri erteliyorsa, başarısında, performansında düşüş varsa,
– Sırt, boyun, bilek, baş ağrısı gibi fiziksel sorunlar yaşıyorsa, kişi cep telefonu bağımlısı olabilir.
– Bağımlılıktan söz edebilmek için ayrıca, bireyin haftada ortalama 30 saat cep telefonuyla zaman geçirmesi gerekir.

Ayşegül Özkonak

Aile Danışmanı

İyiler Kapılmışlardır

İYİLER KAPILMIŞLARDIR

Ailenizden, çevrenizden şu sözleri duydunuz mu ya da duyuyor musunuz?
-Evlenemediniz gittiniz, başıma kaldınız.
-Tohuma kaçtınız.
-Bu yaştan sonra evlenemezsin.
-Evde kaldın.
-Yirmi beşine kadar evlendin evlendin. Bir daha kendine uygun birini zor bulursun.
( Boşandıysanız eğer)-Boşandın mı bir daha evlenemezsin, çok zor.
– Adın dula çıktı mı zor, sevsen de seni almazlar artık.
-İyiler kapılmışlardır.
-Erkekler aldatır.
-Kendini ezdirme.
-Gelinlikle girdiğin evden kefenle çıkarsın.
-Evlenince altın taş, üstün tokaç da olsa sesini çıkarmayacaksın.
-Bütün iyi erkekler evli.
-Ağzımla kuş tutsam karşı cinse yaranamıyorum.
-Karşıma hep aldatan erkekler çıkıyor.
– Kaç kere terkedildim.
-Aradığım özellikte birini bulamıyorum.
-Doğru düzgün evlenilecek birini bulmak bu devirde çok zor.
vb.
Bunlar bilinçaltınıza kodlanmıştır. Bu sözler düşünce şeklinde sanki sizin düşüncelerinizmiş gibi aklınıza gelir İçinizde bir suflör sürekli konuşur durur ve her seferinde sizin yeni adımlar atmanızı engeller. İçinizden bir ses,” arkadaşlarınızın evlendiğini ,çocuk çoluk sahibi olduğunu, sizin bunları yaşamada çok geç kaldığınızı” söyler. Böylece evlenip evlenmemekte kararsızlıklar yaşarsınız. Sizde de bu ve benzeri olumsuz inanç ve yanlış düşünce kalıpları varsa, evlenmede sıkıntı yaşıyorsanız, tüm bunlardan kurtulabilir, kendinize yeni bir yol çizebilirsiniz.

Ayşegül Özkonak

Ayşegül Özkonak