BEKLENTİ VE KIRGINLIK
İletişim; insanlarla olan ilişkimizde davranışlar bütünüdür.
Beklenti; bir başkasından kendi menfaatimize bir istekte bulunmak , ummak demektir. Beklentimiz karşılanmadığında ise, o kişiye karşı kızgınlık, kırgınlık, ve öfke duyar, bunun devamında zihnen, bedenen ve ruhen yıpranırız.
Kırgınlık, ise o kişiyle olan iletişimimizi bilinçli olarak kesmek , koparmakla sonuçlanır.
Oysa, bitirdik, kopardık , uzaklaştık zannettiğimiz ilişkimiz devam etmektedir. Hem de daha fazla ve negatif olarak…Yani enerji boyutunda. Çünkü o kişi hala ruhen affedilmemiştir.
Örnek:
Bir arkadaşımız ya da bir yakınımızdan; (onun değil ama bizim işine yarayacak ) bir istekte bulunduğunuzu farz edelim. O da herhangi bir sebepten, talebimizi ya da beklentimizi yerine getiremesin.
kızar, kırılır, öfkelenir, tepki gösterir gücenir hatta küseriz…
Böyle bir durumda iseniz öncelikle duygularınızı test edin ve kendinize şunları sorun cevabı içinizden verin. Cevaplarınız egodan uzak , yansız olsun.
1. Bu kişi bana bu isteğimi ya da talebimi yerine getirmek zorunda mı? Yapmasa ne olur? Ona bunu yapmaya zorluyor olabilir miyim?
(Kimse kimseye bir şey yapmaya zorunlu değil. Yapıyorsa eğer, sevgi ve saygısından yapıyordur. Ya da en kötüsü; sevgiyi, değeri kaybetme korkusundan yapıyordur. )
2. Aşağıdaki tarz , sıklıkla kullandığım söz ve inançlarım var mı ?
-Benim çocuğumsan, yapmak zorundasın. Ben seni boşuna mı doğurdum? Bana bakasın diye doğurdum.
– Benim kardeşimsen yapacaksın. Ne için kardeşiz?
– Benim yeğenimsen yapacaksın. Niye akrabayız?
( Zorunlu tutuyorsanız eğer, o çok güvendiğiniz akrabalık / arkadaşlık bağlarının bir süre sonra kopmasına, yine siz neden olabilirsiniz. Zorunluluk kopmayı getirir.)
3. Yapmalı/ yapmalıyım gibi
– meli, – malı ekleri alan, zorunluluk ifade eden sözleri sık kullanıyor muyum?
( Bu ekleri kullanıp kullanmadığınızı tartın. Muhtemelen, kuralcı, kontrolcü, mükemmeliyetçi bir kişiliğiniz var. Biraz esnek olmaya çalışın. Hayatı, insanları kontrol edemezsiniz. Herkes de sizin koyduğunuz kurallara göre hareket edemez, en çok üzülen de siz olursunuz.)
4 .” Onun bu yapacağı; benim ona yaptıklarımın yanında hiçbir şey kalır. ” diye düşünerek ondan bir karşılık bekliyor muyum? Bu karşılığı almazsam en kötü ne olur?
( Bu düşünce , yaptığınız iyiliğin karşılığını beklediğinizin göstergesidir. İyiliğin karşılığını beklemek hatadır. İyilik başka şekilde ödenebilir.)
5.Ne duyuyor ve hissediyorum? Bu his benimle mi alakalı? Onun tarafından istenmediğimi, kabul görmediğimi, sevilmediğimi , reddedildiğimi mi hissediyorum?
( Bu duygular varsa, çocukluğumuzda birşey taleb etmiş, karşılığını alamamış, böyle duygular geliştirmiş olabilirsiniz. Talebenizin yerine getirilmemesi ile sizin önemsenmemeniz, sevilmemeniz, reddedilmeniz arasında hiç bir ilgi yok. Bu sizin algınız. Böyle olduğunu siz kabul ediyorsunuz. )
5. Talebimi yerine getirmez / getiremezse en kötü ne olur? Alternatiflerim neler?
( Kendinize seçenekler belirleyin. Böylece daha fazla üzülmezsiniz.)
6. Karşımdaki kişi bana elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ben bunu görmezden geliyor olabilir miyim? Ben ondan, onun bana yapabileceğinden daha fazlasını istiyor olabilir miyim?
( O kişi elinden geleni yapıyor ve siz daha fazlasını istiyorsanız, o kişiye haksızlık eden siz olabilirsiniz. İyi düşünün.)
8.Çok beklenti içine giriyor olabilir miyim?
( Beklenti kişiyi öfkelendirir. Dikkat edin.)
9. Bana yapılmasını istediğim şeye fazla anlam yüklemiş olabilir miyim?
( Yapılmasını istediğiniz şey, ne kadar önemli? O kişi olmadan da o iş bir şekilde yapılabilir mi? )
10. Şimdi olaya, kişiye ve duruma mutlaka uzaktan bir bakın. Ego( nefs) olmadan. Üçüncü bir gözle. Aslında kırılmanın gereksiz olduğunu da anlayacaksın.
Yüreğiniz sevgi, bedeniniz ve yaşadığınız ortam huzurla dolsun.
Ayşegül Özkonak
Aile Danışmanı,