GÖRGÜ KURALLARI GEREKLİ Mİ?
Bir ara işime yürüyerek giderken; birkaç adım önümde fönlenmiş, güzel sarı saçlarını dalgalandırarak yürüyen bir genç kız dikkatimi çekti.
En dikkatimi çekense; birkaç adım sonraki yaptığıydı. Arkalı önlü yürürken, o güzel saçlı kız; bir anda başını sağa doğru çevirdi ve yere bir balgam fırlattı.
Balgamını sokağa fırlatması, başka insanların sağlığına zarar vereceği düşüncesi canımı sıktı. Hatalı davranışını fark ettirmek için arkasından yetiştim ve omzuna dokundum. Cümlelerimi doğru seçmeye çalışarak dedim ki;
“Güzel bir genç kızsınız; bununla birlikte, yaptığınız bu davranış beni çok şaşırttı.”
Yüzüme baktı. (Özür dilemek, utanmak, mahcup olmak yok. )
Tebessüm ve sırıtma arası bir tavırla, bana şu cevabı verdi.
“Alışmışım…”
GÖRGÜ KURALLARI adı altında okullarda, toplumsal mekânlarda, TV. larda, sosyal medyada, insanlarımıza bu konularda eğitimler verilmeli diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?GÖRGÜ KURALLARI NELER OLMALI?
- Birey sokakta yürürken “hak tüüüü” diyerek tükürmenin medeniyetten uzak olduğunu bilmeli. Attığı o balgama farkına varmadan basan insanların, evine o mikrobu nasıl taşıdığını; toplumda hastalık salgınına nasıl sebebiyet verdiğinin bilincine varmalı…
Balgam geldiyse bir kağıt mendile çıkarıp çöpe atması gerektiğini bilmeli. - Birey evini temizlerken; balkondan halı, kilim silkmemeli. Silkelerken; halısındaki pisliklerin, tozların, aşağıdaki dairenin balkonuna gideceğini ve komşusuna bu şekilde nasıl bir zarar verebileceğinin; kul hakkına da girdiğinin farkında olmalı… ( Apartman kurullarında yasak gelse de riayet eden az çünkü.)
- Sokağa izmarit atmanın, piknik yaptığı alana çöp bırakmanın yanlış olduğunu bilmeli. Sokağın ve piknik alanının; hepimize ait olduğunu, evimizden bir parça olduğunu da… Görmek istediği gibi bırakmanın hem kendi, hem başkaları yararına olacağını da…
- Genel tuvaletleri bırakırken, temiz bırakmanın sağlık açısından önemini bilmeli.
- Evinde de, genelde de; tuvalet, banyo ve mutfakta, suyu boşa akıtmanın hem kendine, hem topluma, hem dünyaya getirdiği zararın farkına varmalı.
- Kendini, insanları, hayvanları, doğayı sevebilmenin mümkün, güvenilir, kolay olduğu; o sevginin kendine katlanarak döndüğünü;
hayvanlara, ağaçlara, bitkilere zarar vermenin; bir insana zarar vermekle eşdeğer olduğunu bilebilmeli. - Yaşlılarımıza taşıtlarda yer verdiğinde, enayi olmayacağı; aksine yapılan bir iyiliğin fazlasıyla (kendisine ya da ailesine) başka bir şekilde döneceğini bilmeli.
- Denizlere, nehirlere, derelere atıklar atmanın; topluma, insanlığa nasıl bir zarar vereceğinin bilincine varmalı.
SOSYAL İLETİŞİMDE GÖRGÜ KURALLARI NELER OLMALI?
- Bazı insanlar ilk tanıştığı kişiye mesaj gönderirken;
“slm”
“Mrb”
“N’aber”
“Nasılsın”
Gibi sorularla mesaj atarlar.
Bu tür yazışmalar iletişim hatası olarak kabul edilir.
“Bunun nesi kötü? Selam veriyor, hatır soruyorum ya!”
Diyebilirsiniz.
Bunlar sadece bir harf dizisidir, kelime değil. Ayrıca karşıdaki insanda saygısızlık ve kabalık imajı oluşturursunuz.
Bunun yerine;
“Merhaba, umarım rahatsız etmiyorumdur. Nasılsınız?
Diyerek, görüşmek istediğiniz konu dile getirilir.
…. Konusunda bir bilgi almak istemiştim. Zamanınızın değerli olduğunun farkındayım. Eğer bilgi alabilirsem çok memnun olacağım. Şimdiden çok teşekkür ederim. “
Demek daha doğrudur.
- Kişinin izni alınmadan, telefon numarası bir başkasına verilmesi doğru bir davranış değildir.
- Acil bir durum olmadığı sürece, çok yakınınız bile olsa; saat 21:00 den sonra birilerini telefonla aramak, doğru değildir.
- En yakınınız bile olsa; birinin izni olmadan telefonu karıştırılmaz. Çünkü o, onun özelidir.
- Sohbet sırasında karşınızdaki kişinin gözlerine bakarak dinlemelisiniz. Konuşurken, geri dönüş olarak beden dilinizle sözsüz mesajlar vermelisiniz.
O konuşurken telefonunuza bakmamalısınız, aksi halde; ona karşı kabalık ve saygısızlık etmiş olursunuz. Kişi kendisini kabul edilmemiş, önemsenmemiş, reddedilmiş hissedebilir. - Yeni tanıdığınız bir insana “sen” diye hitap edilmez. Belli bir süre sonra, sen diye hitap edilecekse “sen diyebilir miyim? ” diye izin alınmalıdır. Gereksiz samimiyet gösterilmez.
- İster sosyal medyada ister yüzyüze görüşmelerde argo hitaplardan, eleştirel, yargılayıcı, kınayıcı, suçlayıcı, küçük düşürücü, rencide edici konuşmalardan uzak durulur.
- Sosyal medya profil fotoğrafının gözlüklü
olması, arkası dönük bir fotoğraf olması; bir şeyleri sakladığınızın, gizlenmek istediğinizin, samimiyetsizliğin ifadesini taşır. - Corona belli bir sınır koydu ama çok samimi de olsa, akraba da olsa, küçük çocuk da olsa; kişinin izni olmadan, samimiyet adı altında; kendine doğru çekip zorla sarılıp öpülmez.
- Samimi değilseniz, eğer telefonda görüntülü arayacaksınız, mutlaka izin almalısınız. Kişi müsait olmayabilir.
- Topluluk içinde yüksek sesle konuşulmaz. Telefonda konuşulacaksa, bulunduğunuz Yer gürültülüyse, uygun yere geçip daha sessiz konuşulur.
- Birini telefonla aradınız, açmıyorsa müsait değildir. Arka arkaya aramak, rahatsız etmek doğru bir davranış değildir. Aradığınızı gördüğünde o kişi size mutlaka dönecektir.
Gelen mesajı görmek ve dönmemek saygısızlıktır. - Evine ilk defa gittiğiniz bir arkadaşınıza hediye almak gerekir.
- Bir arkadaşınız sizi çaya ya da yemeğe davet ettiyse; başka bir zaman da siz onu davet etmelisiniz. Bir lokantada yemeğinizin ödemesini o yapıyorsa; pahalı olanı değil, ya onun kendisi için seçtiği yiyeceği ya da uygun fiyatlı olanı tercih etmeniz; ne kadar anlayışlı olduğunuzun göstergesidir.
- Düğüne davet edildiyseniz; “damat ne iş yapıyormuş?”
Evli çiftlere; “Yaşınız gençken bir an önce çocuk yapın.” Oğlu varsa ve küçükse;
“Oğlanı ne zaman sünnet ettireceksiniz?
Büyükse; Oğlan/kızı ne zaman evlendireceksiniz?” diye konuşulmaz ve sorulmaz. Bu durumlar kişinin özelidir. - Yaşlılara, kadınlara, hamilelere, engellilere; otobüs, metrobüs gibi taşıtlarda hem otururken, hem de inip binerken yer vermek görgü kuralıdır.
- Aynı kapıdan geçerken birisi sizin arkanızda kaldıysa; ona kapıyı tutmanız; saygılı ve iyi niyetli olduğunuzun göstergesidir.
- Herkesin siyasi ve dini görüşleri farklıdır. Bir grupta iseniz herkesin fikrine, görüşüne saygı duymak gerekir.
Şunu bilmelisiniz ki; karşı görüşten birisi söz söyledi diye hiç kimse kendi fikir, inanç ve görüşünü değiştirmez. O yüzden gereksiz tartışmalardan uzak durmalısınız. - Karşınızdaki insanın konuşması daha bitmeden, lafa girmek doğru bir davranış değildir. Önce cümlesini bitirmesini beklemelisiniz.
- Boş konuşmak, dedikodu etmek, karşıdaki istemeden tavsiye vermek doğru bir davranış değildir. İster Sosyal medyada ister yüz yüze olsun;
işsiz olanın yanında işinden, malının mülkünün çokluğundan; evladı olmayanın yanında, kendi çocuğundan; çocuğu başarısız olanın yanında, kendi çocuğunun başarısından;
Mutsuz olanların yanında mutluluğunuzdan;
yakın zamanda evladını kaybetmiş annenin yanında nisbet eder gibi kendi çocuğunun özelliklerinden bahsedilmez. - Sosyal medyada yiyecekleri, gidilen restoranları, yenilip içilenleri, mekanları paylaşmak doğru bir davranış değildir.
- Kaldırımlara park edilmez. Hele de engellilere ait otopark bölümlerine, geçit bölümlerine araba park edilmez.
- Arabalara çiftli egzos takmak, cadde ortasında araba yarışları yapmak,
nara atarcasına toplum içinde haykırmak, dikkat çekmeye çalışmak doğru bir davranış değildir. (ben buradayım, ben de varım mesajı vermek isteyen bu kişiler, içsel sorunları nedeniyle bir destek almalarında yarar var. ) - Birinin mesleği, dili, dini, ırkı, fiziki yapısı, eksiklikleri, kusurları, yaşı, medeni durumu, maaşı, sohbet konusu yapılmaz.
- İşinizi yapan, kolaylaştıran, size yardımcı olan insanlara teşekkür etmelisiniz ki; bu onlar için bir motivasyon olsun. İnsaniyet bunu gerektirir.
- Eğer birinin davranışı size yanlış geldiyse, onu başkalarının yanında değil; yalnızken ve özellikle de sandwich metodu kullanarak; (yani iyi özelliği, değişmesini istediğiniz özelliği, iyi özelliği) vurgulayarak
davranış değişikliği oluşturmalı,
konuşurken samimi olmalı, samimiyetin de dozunu kaçırmamalısınız. - Çevremize ne yaparsak bumerang gibi dönüp dolaşıp yine bize geleceğini bilmeliyiz…
Bilmeli ki; yanlışlar düzelsin. Hayatımız ve çevremiz daha yaşanılır bir ortam haline gelsin.
Ayşegül ÖÖzkonak
Aile Danışmanı
Kişisel Gelişim Eğitmeni ve Sosyal İletişim Danışmanı