EVLİLİĞİMİZDEKİ SORUNLARI ÇOCUKLARIMIZLA PAYLAŞALIM MI?
Bir danışanım demişti ki, “Ben babamı çok severdim. Bizi küçükken çok şımartırdı. Ama annem babamızı bize hep kötülerdi. Zamanla babama sanki düşman oldum. Her sözü, her tavrı bana batar oldu. Hatta tartışırdım. Annemi savunurumdum. Annem, ben onu savunduğum için konuşmaz, susardı. İçi rahatlardı. Zamanla anladım aralarındaki farkı. Yaptığım yanlışlığı. Ama çok geçti. Babamla aramıza sanki bir duvar örülmüştü. Yıkamadığımız bir duvar… Onu kaybedince bunun daha çok farkına vardım. Bu defa da anneme öfkem iyiden iyiye arttı. Artık mutsuz, asabi bir insan olmuştum. Eskiyi getiremiyordum . Annemden de tamamen uzaklaştım. Annem beni babama karşı kalkan olarak kullanmıştı. Küçükken anlamamıştım. Şimdi büyüdüm ve herşeyin farkındayım.Herşeyi çok daha iyi anlıyorum ama yapabileceğim hiç bir şey yok. Çok geç.” Bu sözler size de tanıdık geldi mi?
…
Diyelim ki evlisiniz, eşiniz ya da kayınvalidenizle aranızda ne geçerse geçsin çocuklarınızla paylaşma isteği duyuyor musunuz?
Kendinizi haklı gösterme, haklılığınızı ispat etme çabasında mısınız?
O halde okumaya devam edin.
Evlilik sorunlarınızı çocuklarınıza yansıtıyorsanız, eşinizi, onun ailesini suçlayıp, kötülerseniz, babaannesini, halasını, amcasını ( erkekseniz; eşinizi ve onun kök ailesini) kötülerseniz; ayrıca çocuğunuza onların size yaptıkları davranışları gözyaşlarıyla anlatırsanız; çocuğunuzun ruhunda açtığınız yara kapanmaz.
Çünkü duygularınızı boşalttığınız çocuğunuz; kötülediğiniz o kişilerin devamı…
Kökleri…
Bir çiçeği, bir ağacı köksüz düşünebilir misiniz?…
Köksüz bir ağaç nasıl canlı kalamazsa, köklerini sevmeyen inkar eden çocuklar da hayata güvenle bakamazlar.
Yetişkin olduklarında, sorunlu giden evliliklerinin ya da evlenememelerinin kökeni; küçükken anne babasıyla olan ya da olması gerektiği gibi olamayan iletişime dayanmaktadır.
Babası/ annesi kötülenen çocukların yetişkin olduklarında karşı cinsle ilişkileri bozulabilir, evlenmekten korkabilir; evlenemeyebilir, evlense bile sorunlu bir evlilik yaşayabilir.
Çocuk; kötülenen anne / babasından nefret edebilir. Nefret etmesinin nedenini de bir türlü anlamlandıramaz.
Bununla da kalmaz. Biraz daha büyüdüğünde, kötüleyen kişiden de nefret edebilir. Çünkü söz bumerang etkisi yapar. Yani ne söylersek bize geri döner. Babasını kötülediğimizde, çocuğumuz; kendisini babasından ruhsal anlamda uzaklaştırdığımız için bize de öfke duyabilir.
“Peki bu sorunlarımızı kime anlatalım?” Diyorsanız, objektif konuşan, duygularını olayın içine katmayan bir yakınınıza ya da arkadaşınıza anlatabilirsiniz ancak bu da bir terapi anlamına gelmez.
Sizin ve o kişinin dertleşmek amaçlı sarf ettiği her bir söz, ister istemez sizde olumsuz bir çapa oluşturabilir.
Eğer evliliğinizdeki var olan sorununuza kesin çözüm istiyorsanız; güvendiğiniz inandığınız bir danışmandan yardım alarak, hayatınıza farklı bir bakış açısıyla bakabilir, olumsuzlukların bertaraf edilmesini kolaylaştırabilirsiniz.
Sevgiyle kalın…
Ayşegül Özkonak