SAATİNİZ AYARLI MI?
Liseye yeni başladığımda babam bana bir saat almıştı fakat bir süre sonra arızalandı ve sırf bu yüzden otobüsü kaçırmış ve eve de geç kalmıştım. Eskişehir’e gittiyseniz bilirsiniz, Hamamyolu caddesi’ nde işinin ehli bir tamirci vardır hala durur mu bilmem; saatimi ona götürmüştüm. Tamirci saatin ön ve arka kapağını açıp içindeki minik çarkları gösterdi ve su kaçırmış olduğumu söyleyerek, çok kısa bir sürede tamir etti. Bana verirken; “ Bu kadar kolay mıydı?” diye şaşkınlıkla sorduğumda; “ Saatin sağlam ve güzel bir saat ama su kaçırmamaya dikkat et; darbelerden koru yoksa bu gösterdiğim çarklardan biri zarar görür ve bir daha bu saati kullanamazsın.” dedi. O günden sonra saatimi; elimi yüzümü yıkarken de, bulaşıkları yıkarken de takmamaya çalıştım ve darbelerden de korumayı öğrendim.
Evlilik de böyledir, tıpkı saat gibi…Ne kadar sağlam temellere dayansa da, çok muhteşem bir ilişkiye dayalı olsa da; zarar görmemesi için dış faktörlerden korumamız gerekir.
Saat bir sistemdir; çarklar sistemi. Evlilik de birbirini etkileyen bireylerden oluşan başka bir çarklar sistemi…Bizim milletimiz için bu sistemde sadece karı koca ve çocuk çarkları yoktur. Her iki tarafın kök ailesi vardır hatta uzak akrabalar da o çarka dahil olmak için çabalar durur.
Saatin minik çarklarından biri bozulunca nasıl ki saat da bozulursa; evlilikte çark görevi gören bireylerden birindeki bir sorun da, tüm ailenin dengesini bozabilir.
Bununla birlikte o çark tamir edilirse; tüm sistem de düzelir. Belki sadece küçük bir vida değiştirilir, belki sadece tüm sistem yağlanır ama sevdiğimiz o saat, eskiye göre daha verimli olur ve daha işlevsel hale gelir.
Evlilik sisteminde; “ Senin ailenden, senin mutsuzluğundan bana ne!
Benim nereye gittiğimden sana ne!” diyemeyiz. Çünkü yaptığımız her iş, söylediğimiz her söz, yaptığımız her davranış; ailedeki bir diğerini bağlar ve eğer evliysek; keyfimize göre hareket edemeyiz.
Kök ailelerden de kendimizi soyutlayamayız. Eşimizin kök ailesiyle sorunlarımız varsa ve biz o problemleri görmezden gelip gün içinde ne kadar mutlu olmaya çalışsak da, eşimiz mutsuzsa; o mutsuzluk bir süre sonra bize ve çocuklara sirayet eder. Çocukların akademik başarısına, hatta belki yetişkin olduklarında evliliklerini bile etkileyebilir.
İşte bu yüzden eğer mutluluk istiyorsak, beraberce çaba göstermeliyiz.
“ Ama hocam neden ben? Neden hep ben çaba sarf ediyorum!?” diyorsanız ve eşiniz çaba göstermiyorsa; duyarlı olan ve evliliğinizdeki sorunun farkına varan sizsiniz de ondan…Bu sistem yani bu evlilik, sizin sayenizde düzelecek. Eşiniz destek olmak istemiyorsa, mutlu olmak için; önce bireysel destek almak, diplerden kurtulmak, sakin zihinle doğru kararlar vermek, mantıklı konuşmak, doğru adım atmak ve tüm bunlar için de, bir sorumluluk almak gerekir. Problemli bir ailede, bir kişi kurtarıcı olursa; o çarkların düzgün çalışmasına vesile olacak kişi de o olur.
Bazen problem bizden kaynaklı olabilir. Belki erken dönem çocukluk yaşantılarımızdan…Bazen eşimizden ve onun erken dönem çocukluk yaşantılarından…Bazen dış faktörlerden…Bazen de tümünden…
Sebep her ne olursa olsun, bir tamirle bozuk bir saat kurtarılıyorsa; bireysel, ailesel, cinsel bir terapi de bir evliliği kurtarabilir.
Sevgiyle kalın…
Ayşegül Özkonak
Aile danışmanı
Sosyolog
Kişisel gelişim eğitmeni ve sosyal iletişim danışmanı
05052509633
Comments are closed.