ÇOCUĞUMUZ ÇEKİNGEN Mİ?
Çocuklarımız kendi olabiliyor mu?
Kendi olmalarına izin veriyor muyuz?
Yoksa her kararlarına muhalefet miyiz?
Çocuğumuzun kendi kararlarını almasını engeller, konuştuğunda söz hakkı vermez; yediğinden, giydiğine kadar her işine karışır, eleştirir, yargılar, suçlar, ayıplar, mükemmel olmaya zorlar, başkalarıyla kıyaslarsak; “Çocuğum benim sözümden dışarı çıkmasın, ne dersem onu yapsın, her kararında bana danışsın” diye yetiştirir hatta her danıştığında gizli bir gurur duyar, bu davranışından egomuz tatmin olursa; yalnız bizim değil; başkalarının da sözünden çıkmayan sessiz, sakin, içe kapanık, kararsız, ne isteyip istemediğini bilmeyen ve söyleyemeyen, çekingen, özgüvensiz, bir çocuğumuz olur.
Büyüdüğünde arkadaşları; yetişkinlikte karısı/ kocası, iş arkadaşları tarafından sevilebilmek, kabul görmek için kim ne derse onu yapan, özel hayatında, iş hayatında kendini ezdiren, hatta belki asosyal bir birey olur.
Kavga çıkmasın diye susar. İçine atar, içe her atışta, duygusunu gizler, hatta belki psikosomatik hastalıklarla savaşır.
Belki de tasvip etmediğiniz grupların, görüşlerin, örgütlerin en iyi elemanı olabilir. Çünkü sevilmek, kabul görmek, onaylanmak ister. Çünkü sessizdir, bu yüzden de başkaları tarafından çok fazla kullanılmaya müsait olur.
” Nereye çeksen oraya gidiyor, kafasını kullanmıyor, düşüncesiz! Kendini ezdiriyor! ” diyerek onun davranışlarına en çok kızan, üzülen de yine siz olursunuz.
Aklınızda olsun; kuzu yapmaya çalıştıklarımız, yalnız bize kuzu olmaz. Başkalarının kolayca güttüğü koyun olur.
O halde bırakın çocuğunuz mükemmel olmasın.
Bırakın kendisi gibi olsun.
Onu başkasıyla kıyaslamadan, olduğu haliyle kabul edin ve sevin.
Çocuklarınız arasında ayrım yapmaktan uzak durun.
Eleştiri, yargılama, kınama, suçlamadan uzak durun.
Bırakın kendi kararlarını kendisi versin.
“Bunu anlatırsam dışlanırım, azarlanırım, annem babam kızar bana” korkusu, kaygısı olmadan; fikirlerini, duygularını saygı çerçevesinde açıkça size söyleyebilsin.
Sizinle sohbet edebilsin.
Onu derdinizi, şikayetlerinizi anlattığınız mercii yapmaktan da uzak durun. Çocuğunuzun da sorunları olabileceğini düşünerek; anlayışla, hoşgörüyle, anlattığı her neyse; ama sır saklayarak onu dinleyebilin.
Dinleyin ki, aranızdaki sevgi bağı güçlensin.
Birbirinize olan güveniniz artsın.
Birbirinize olan inancınız artsın.
Çocuğunuz kendisini güvende hissetsin.
Özgüvenli bir şekilde, özgürce ve emin adımlarla hayat yoluna devam etsin.
Sevgiyle kalın.
AyşegülÖzkonak
Aile Danışmanı
Kişisel Gelişim Eğitmeni ve Sosyal İletişim Danışmanı
05052509633
www.aysegulozkonak.com
aysegulozkonak@gmail.com
Comments are closed.