ŞAL SATICISI ve BİZ OLMAK
#Corona vakası olmadan 3 hafta önceydi.
Genelde yürürken, ya da bir cafede otururken insan davranışlarını gözlemlerim.
Kızılay’da çarşı içinde ofise doğru giderken yine yol üzerinde bir köşede bir şal tezgahı; tezgahın başında da, görme engelli ve o tezgahın satıcısı olduğunu tahmin ettiğim orta yaşlı bir bey dikkatimi çekti.
Nasıl satacağını bilmeyen bir tavırla, sadece sessiz sessiz öylece bekliyordu.
İnsanlar gelip geçiyor ama onun tezgahına hiç kimse uğramıyordu.
İçimden bir ses ” ona katkı sağlamam gerektiğini” söyledi.
Tezgaha doğru yöneldim.
Yüksek sesle ve gülümseyerek; “hayırlı işler” dedim. Ve sesimin geldiği yöne doğru başını çevirip;
” Sağolun. Allah razı olsun.” Diye cevapladı beyefendi tavırlarıyla. Gözündeki gözlükler; âmâ olduğunu gizlemek içindi, belliydi.
Bir yandan da şalları inceliyordum.
Yine yüksek sesle, ” Bunlar ne kadar güzel şallar?! Kaç lira? ” diye devam ettim.
“10 TL” diye cevapladı.
Yanımızdan geçen bayanlara bakarak tekrar yüksek sesle seslendim. ” Bakın bu kalitedeki bu şalları; bu fiyata hiçbir yerde bulamazsınız. Ben bir tane kendime, iki tanesini de hediye olarak alacağım” Dedim. Ben öyle söyleyince, kadınlar bana döndüler ve merakla tezgahın başına yöneldiler. Şallara dokunmaya ve incelemeye başladılar.
” Dokularını hissedin. Ne kadar güzel değil mi?”
Diye sordum.
Onlar da daha dikkat edip,
” evet, çok güzel ” diyerek şal seçmeye koyuldular.
Biz üç kişi olunca, bizi fark eden üç kişi daha tezgaha yöneldi. Aynı şeyi onlara da söyledim. ” Düşünsenize, siz kullanmazsanız bile, alır birilerine hediye edersiniz, onları da mutlu edersiniz” diye devam ettim.
Bizden sonra üç kişi daha tezgahın başına geldi ve adamcağız, herkese yetişemeyecek durumda kaldı.
Çünkü kimi fiyat soruyor, kimi ödeme yapıyordu.
Bu arada, üç şalın ücretini ödedim.
Ödeme yaparken ona teşekkür etmem ve; ” İyi işler.” demem arada kaynadı, çünkü yoğunluktan duymadı bile…
Tam tezgahın başından ayrılırken, arkama dönüp onun yüzüne baktım.
Yüzü satış yapabilmenin mutluluğu ile ve tebessümle doluydu.
Kimdi?
Çocuğu, çoluğu var mıydı, yok muydu?
Hiç bilmiyorum.
Tek bildiğim, onun mutlu olduğuydu.

Tanısak da, tanımasak da birilerinin ruhuna dokunsak, onun hayatına olumlu bir katkıda bulunsak bu nasıl olurdu?

Rabbim herkesin yolunu açık etsin. Bolluk bereketini arttırsın.
Biz birilerine katkı olursak, ben değil, biz dersek; sadece biz değil, çevremizdeki başkaları da bolluk bereket içinde olursa, mutlu olursa; hepimiz mutlu oluruz.
Neden?
Çünkü onların duyguları dalga dalga hepimize yansır da ondan.
Çünkü biz biriz.
Çünkü görünmez ağlarla birbirimize bağlıyız.
Çünkü birbirimize destek olursak güçleniriz de ondan canlarım.

Sevgiyle kalın…
Ayşegül Özkonak
Kişisel Gelişim Eğitmeni ve Sosyal İletişim Danışmanı
05052509633
05052509633
www.aysegulozkonak.com
aysegulozkonak@gmail.com