BİR ERGEN ÇOCUĞUNUZ, SEVGİSİNE KARŞILIK BULAMADIYSA VE ÜZÜLÜYORSA ONA NASIL DAVRANIRSINIZ?

Ergen çocuğunuz sevgisine karşılık bulamadığını size anlattıysa ve üzgünse ona aşağıdaki cümleleri söyler misiniz?

  • Canım oğlummm. Sana kız mı yok. Elini sallasan ellisi. Hiç kafana takma. Annesinin yakışlısı.
  • Ne üzülüyorsun kızım. Sana erkek mi yok. Prensesim benim. Daha ne erkekler senin peşinden koşar. Gözyaşlarına kurban olsun o serseri. Bak nasıl ayaklarına kapanacak. Gör bak.

Bunları söylerseniz ne mi olur?

Anlaşılamadığını, duygularını hiçe sayıldığını, basitleştirildiğini hisseder. Egosu, bir süreliğine şişmiş ve inecek bir balon gibi tavan yapar. Tabii o şişmiş ego hemen söner.
O kişiye takıntı yapar ve öfke duymaya ve üzülmeye devam eder.
Bir daha size hiçbir şey anlatmayabilir.

Seminerlerimde ve söyleşilerimde ” Çocuğunuzla arkadaş olun derler. Arkadaş olunmaz. Dost Ebeveyn olun” derim hep.
Dost ebeveyn dememdeki amaç; çocuğu doğru dinleyebilmek, duygularını anlayabilmek, empati yapabilmek, doğru sorular sorup, doğru cevaplar verebilmek demektir. Dost ebeveyn olmak, onunla güvenli bağlanma oluşturabilmektir.

Onun duygularını anladığınızı belirtin. Sorduğunuz sorularla ve verdiğiniz cevaplarla onu rahatlatın.
Ebeveyn olarak şunu söyleyebilirsiniz:

  • Senin duygularını kabul etmediği için çok üzülüyorsun değil mi canım?
  • Evet anne.
  • Başka neler hissediyorsun?
  • Kendimi reddedilmiş hissettim.
  • Reddedilmiş gibi olmak senin canını yaktı.
  • Evet. Hem de çok.
  • Başka?
  • Sevilmemiş gibi hissettim. Kaybetmiş gibi.
    Benim sevgimi kabul etmedi. Ona çok öfkelendim. Sevdiği kişiye de. Kendime de. Çünkü…
  • Çünkü?
  • Rezil oldum sanki. Keşke sevdiğimi söylemeseydin.
  • Çok haklısın. Rezil olduğunu, sevilmediğini, reddedildiğini hissettin. Çok üzüldün. Çok öfkelendin. Bu duyguların çok normal.(diğer duygular da sorulur) Bazen biz çok severiz. Bununla birlikte, O bizi, bizim onu sevdiğimiz gibi sevmeyebilir. Bazen sevgimiz karşılıksız kalabilir. O kişi bizim sevgimize hazır olmayabilir ya da başkasını sevebilir. Mesela bir ayakkabıyı çok beğeniriz ama bizim ayak numaramıza uymaz. Bir beden büyüktür, ya da küçüktür. O ayakkabı başkasının ayağına tam uyar ama o ayakkabı bize uymadı diye onu almak için inat etmeyiz öyle değil mi?
    Bize uyan, içimize sinen başka bir numarasını ya da modelini tercih ederiz. Aşk, sevgi de böyle. Sen duygunu ifade ederek medeni bir insan olduğunu ispatladın mı?
  • Evet.
  • O halde kendine ya da onlara öfkelenmene gerek var mı?
  • Hayır.
  • Bazen de her istediğimiz şey bizim olmayabilir doğru mu?
  • Çok haklısın. Çocukken kuzenimin oyuncağını çok istemiştim. O sana ait değil demiştin.
  • Evet canım doğru. Başkasına ait bir şeyi zorla alamayız. Aşkımız için de elimizden geleni yapmalı, bununla birlikte; o kişi kabul etmiyorsa, kendimizin ve onun yararına düşüncemizden, duygularımızdan da onu ve sevgisini özgür bırakmalıyız.
  • Ama anne. Ben nasıl katlanacağım?
  • Bu bir süreç canım, geçecek. Geçerken de seni olgunlaştıracak, geliştirecek.
  • Hm anladım anne. Bu konuşmamız üzerinde biraz düşünmem lazım. Çok teşekkür ederim. Şimdi çok rahatladım.

Okurken sizin bile içiniz rahatlamadı mı?

İlk örnek kısaydı. Zaman kaybı yoktu. Kısa vadede sizi kurtardı ama çocuğu sorunlarına terk etti. İkinci örnek ise, zaman kaybı gibi görünse de, çocuğun kendilik algısı, duygularını fark etmesi, onları nasıl kontrol edebileceğini bilmesi, bir sorun karşısında mantıklı çözüm arayışı ve davranışı sergilemesi, karşılıksız sevgide ahlaklı davranması ve değerlere göre hareket etmesini öğrettiği için; uzun vadede hem çocuğunuzun ruhsal, zihinsel, duygusal, bireysel gelişimi; hem de toplumsal iletişimini sağlayacaktır.

Çocuklarımızı anlayalım, dinleyelim, sevgimizi, şefkatimizi verelim. Ne yaparsa yapsın olduğu gibi kabul edelim. Sığınacağı liman olalım.
Böylece kendi ayakları üzerinde duran güçlü, başarılı, merhametli, iyi iletişime sahip, sevgi dolu bireyler olmasına olanak sağlayalım.

Sevgiyle kalın.

Ayşegül Özkonak